Yaşam
Konut Tipleri
Evler genellikle ayni tipte, tek katli ve yönleri güneye bakar durumdadir. Evlerin yapi malzemesi tugla ve birikettir. Nadiren iki katli evler de mevcuttur. Iki odali, salonlu, mutfaklidir. Tuvaletleri genellikle disarida yer alir. Kayaköy'deki eski yapilar tas ve kerpiç gibi malzemelerden yapilmistir. Cumhuriyetten sonra yapilan evlerin genellikle iki katli oldugu görülür. 1960'lara kadar süregelen bu yapi tipi söyle ifade edilebilir: Birinci kati, ikinci kata baglayan 2-3 metre uzunlugunda tahta bir merdiven bulunur. Bu tür yapilarda yukari katta iki oda ve onünde "Hayat" denilen örtülü bölüm mevcuttur. Alt katlari erzak deposu olarak da kullanilmaktadir. Evlerin üstleri yani çatilari kiremitle örtülüdür. Kayaköy'de "HANEY" adi verilen bu ev tipleri fazla degildir, fakat belli bir dönem yapilagelmistir. Son yillarda ise bir katli ve nadiren iki katli klâsik evler yapilmaktadir. Kayaköy'de tam olarak planli ve istege göre ev yapimi gelenegi yerlesmemistir.
Evlerin tavanlarinda çatiyi kaldiran "DÜVER" adi verilen kalin dallar bulunur. Tavanlar da ya tahta, ya da "KARGI" denilen kamislarla örülmüstür. Eski evlerin yönleri doguya bakar. Buna çadir düzeni denir. Önceleri Rum isi olan insaatciligi, sonradan Türkler de benimsemistir. Kayaköy'deki ilk yerli insaat ustasi Kaykioglu Mehmet Ali'dir. Bugün Kayaköy'de birçok yapi ustasi vardir. Bunlar zamanla kendini gelistirerek insaat ustasi olmuslardir. Kayaköy'deki evlerin büyük bir bölümünün önlerinde küçük bahçeleri vardir. Burada genellikle sebze ve meyve yetistirilir. Su anda Kayaköy'de bulunan en eski yapi Çakircali'nin konagidir. Bu bina tahminen 1890-1900 yillari arasinda, köyün ileri gelenlerince Rum ustalara yaptirilmistir. (Bu bina, Kültür Bakanligi'nca koruma altina alinma asamasindadir.)
Giyim
Daha önceleri daha tipik bir göçebe-yörük giysisi iken, özellikle erkeklerde modernlesmeye dogru gidilmistir. Erkekler, arasi torba seklinde, genis siyah salvar giyerlerken 1970'lerden sonra bu kiyafet yerini tamamen pantalona birakmistir. Bunun yaninda, paçalari dügmeli olan pantalonlarda kullanilmistir. Kadinlarin kiyafetlerinde çok fazla bir degisiklik olmamistir. Yalniz daha önceden salvar üzerine giydikleri ve "ÖN BEZI" adi verdikleri bele dolamali giygi tamamen kalkmistir. Erkeklerde pantalon, ceket gibi modern giysiler giyilirken, özellikle elli yasin üzerindeki erkeklerde basa "YAGLIK" denilen puçiler baglanir. Bunu hem günlük kiyafet olarak hem de is aninda kullananlar vardir. Kayaköy'de kadin giysisi modernlesmeden oldukca uzak kalmistir. "ÜST DON" dedikleri genis salvar ile "ÜST ZIBIN" dedikleri basmadan gömlekler baslica kadin giysisidir. Basa ise, saç üstüne "ÇEMBER" dedikleri tülbent ve onun üstüne de "BÜRGÜ" adini verdikleri genis tülbenti baglarlar. Bunlarin her ikisi de genellikle oya islemeli olurlar. Kayaköy özellikle belediye olduktan sonra kiyafetlerde ve bilhassa bayan kiyafetlerde yeri yetisen nesille birlikte modernlige dogru gidilmeye baslanmistir.
Sosyal ve Kültürel Çalışmalar
Her yil mayis ayi sonunda komsu Ilkkursun Köyü'nde yapilan ILKKURSUN BAYRAMI, Kayaköy halki için büyük önem tasimaktadir. 1919 yilindaki Yunan isgal kuvvetlerine, ilk defa kursun atilmasinin yildönümü günü yapilan bu coskuya Kayaköy nüfusunun önemli bir bölümü katilir. Hem bu anlamli gün kutlanir hem de insanlar gönlünce yiyip, içer, gezer ve alis-veris yaparlar. Kayaköy bu bayrama "SENLIK" der. Özellikle küçük çocuk ve kadinlar için bu olay daha da önem tasir. Öyle ki, bunun heyecani günler öncesinden baslar. O gün yeni ve temiz kiyafetlerle sabah erkenden, arabalarla bayram yerine gidilir. Fakat son yillarda maddi olanaksizliklar yüzünden olsa gerek eski ilgisini yitirmeye baslamistir. Son yillarda özellikle de son dört yilda, Izmir Kültür Sahnesi Ismail Gülnar Tiyatrosu Kayaköy'e tiyatro eserlerini oynamak için gelmektedir. Bugüne kadar "Yabancinin Dönüsü", "Çinarlar Saksida Yetismez", "Bizim Köyün Delileri" ve son olarak "Bizde Lideriz" adli oyunlarini oynadilar. Bu oyunlarda özellikle Yesilçam'in unutulmazlarindan Kudret Karadag ve Yilmaz Kurt'un da rol almasi daha da büyük heyecan yaratti. Kayaköy Ilkögretim Okulu bu tür faliyetler yönden oldukca aktif durumdadir. Özellikle Ayhan DAYAN'in yazdigi "Kayaköy'ün Kurulusu" (1995) ve "Deliler" adli oyunun Yusufdere ve Sirinköy'de halka izletilmesi de o yil için önemli bir durumdu. Okul, bu tür calismalara kendi olanaklarini zorlayarak gereken önemi göstermeye devam etmektedir.
Ekmek ve Yemek Çeşitleri
Kayaköy'de ekmek deyince ilk akla gelen ve halkin "SOBUN" diye tabir ettigi mayali ev ekmegidir. Genellikle nohut ile yapilan maya, aksamdan tuz, un, su karisimiyla hazirlanir. Ertesi gün cogaltilarak hazirlanan bu maya ile ev ekmegi yapimi baslar. Bunu çogaltma islemine halk "ÜRETME" adini verir. Daha sonra kendilerine özgü tenekeler yaglanir ve mayali hamur buraya parçalar halinde aktarilir. Sokak aralarindaki belirli yerlerde yapilmis olan küçük köy firinlarinda pisirilir. Küçük kulübe seklinde bu firinlar, ekmegi yapan kisi tarafindan içinde çali-cirpi yakilarak isitilir. Arkadan firina uygun biçimde yerlestirilen hamur tenekeleri pismesi için bir süre bekletilir. Tatli mayali ev ekmegi, özellikle sicak haldeyken çok lezzetli olur. Bir hafta bozulmadan saklanip, yenilebilir. Kayaköy'de artik gelenek haline gelmeye baslayan konulardan biri de, daha çok ramazan ayi öncesi yufka açma islemidir. Bu yufkalar kurutulup, daha çok iftar ve sahur valcitlerinde yenir. Içlerinde peynir, çökelek, maydanoz ve benzeri katkilar bulunur. Çok önceleri yapilan ÇÖREK ve EKSILI EKMEK kaybolma safhasina gelmistir. Yemek pisirmelerde genellikle zeytinyagi kullanilir. Ayrica çiçekyagi, margarin ve misir özü yaglari da ender olarak kullanilmaktadir. Yetistirilen bütün sebzelerin yemekleri yapilmaktadir. Salçali, haslama, kizartma ve dolma türleri çok görülür. Börülce, bulgur, salça, sogan ve yag ile yapilan HEYBELI ÇORBA, patlican, biber, domates, sogan ile yapilan SINKORTA, çesitli otlardan yapilan salata seklinde AVUKMA yörenin önemli yemeklerindendir. SARALI ve DIBILE adi verilen hamur tatlilari da vardir.
|